Hafta başından beri aldık elimize kâğıt kalem, hangi takım hangi takımı yener, Samsunspor kazanırsa ne olur, diğer takımlar kaybetse ne olur diyerek kurduk kafamızdaki senaryoları

Ancak bu hafta Spor Toto 1. Ligde makasın bu kadar açılacağını ve rakiplerimizin bir kısmının kaybedeceğini tahmin etmemiştim.

Rakiplerimizin kaybetmesi, bu kritik maçın anlamını kat ve kat attırmıştı.

Maçın stresi televizyonları başındaki taraftarları da etkilemişti ki herkes hop oturup hop kalktı.

Maç bana göre iki senaryoda oynandı diyebilirim. İlk yarı ve ikinci yarı birbirinden farklı iki maç gibi adeta.

İlk yarıda rakibe top oynatmayan, önde basan ve dönen topları karşılayan Yılport Samsunspor varken, ikinci yarıda ise tamamen oyunu kendi sahasında kabul eden Samsunspor vardı.

Oyunu kendi sahamızda kabul ettiğimizde de kontra ataklarla gol bulmayı bekledik ancak İstanbulspor kanat organizasyonlarımızı da kapatınca oyun ortada sıkıştı.

Oyunun böyle iki senaryo haline gelmesinin başlıca sebepleri olarak Oğuz-Saviceviç değişikliğine bağlıyorum.

Saviceviç oyunda kaldığı süre boyunca verimli bir görüntü sergileyemediği gibi orta sahamızı da rakibe vermiş olduk.

Maçın hakemi defans hattımıza verdiği sarı kartlar ile adeta elimizi kolumuzu bağlamıştı.

Bu durumu fark eden Ertuğrul Sağlam oyuna Veli Çetin’i sokması bence yerinde karardı.

Kalecimiz Nurullah’a büyük bir parantez açmam gerekiyor

Açıkçası sezon başından beri oynadığı en iyi maç oldu

Çok iyi motive olmuştu maç içerisinde ve soğuk kanlığı ile de kalede güven verdi

Önemli olan galibiyet almak artık. Bu saatten sonra şampiyonluk mücadelesi veren takımların performansı değil, aldığı sonuç önemli.

İstediğimiz sonuçları alarak yavaş yavaş Süper Lig'e geliyoruz.

Şampiyonluk uzak değil, Nisan'da görüşmek üzere...